Biz onu Behçet Necatigil diye bildik, o eski ismi gibi gönlünü verdi; Mehmet Behçet Gönül. Edebi akımlara katılmadan kendi varlığıyla iz bırakmaya çalışanlardan biri o. Şiirleri ile bilindiği kadar, tiyatro, mitoloji, sözlük bilimi, roman çevirileri ve radyo oyunlarına kadar edebiyatın birçok alandan dokunmuş çalışmalar vermiştir.
İstanbul’un eski İstanbul denilen semtlerinden birinde Fatih semtinde bir konakta 1916 yılında doğmuş, o konakta onun hayatının kötü bir şekilde değişmesine sebep olmuştur. Küçük yaşta o dönemdeki Büyük Fatih Yangınından nasibini alır ve yanar. Hastalıkla boğuşan annesi daha da ağırlaşır. Henüz iki yaşındayken annesini kaybeder.
İlkokulunu Beşiktaşta tekrar evlenen babasının yanında başlar. Daha sonra babasının tayini sebebiyle Kastamonuya taşınırlar. Yetersiz beslenme ve bakımsızlık direncini düşürür tüberküloz yüzünden öğrenimine ara verir. Ailesinin İstanbul’a dönmesiyle birlikte tedavi olup öğrenimine devam eder.
Bu hastalık onda yazma hevesi uyandırmış, onun hayatını değiştirmiştir. Henüz 11-12 yaşlarında el yazısıyla kendi başına haftalık dergiler çıkarır, arkadaşlarına ve ailesine sunar. Kabataş Lisesi ile öğrenimine tekrar başlamasıyla birlikte cumhuriyetle giren yeni harflerle dergiyi çıkarmaya devam eder.
Küçük Muharrir adıyla çıkardığı dergiler onun Akşam gazetesinde Küçük Muharrir adıyla yayınlanan fıkralar, şiirlerin küçük hikayelerin öncüsü olmuştur. Bir dönüm noktalarından biri olarak görülebilecek olan lise yıllarında çıkardığı “Gece ve Yas” ilk edebi şiiri “Behçet Necatigil” imzasıyla o dönemin Varlık dergisinde yayımlanır. Edebiyat aşkı ve coşku sönmez, Kabataş Lisesi Edebiyat bölümünden birincilikle mezun olur.
Ali Nihat Tarlan ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencisi olarak Divan şiiri ve Tanzimat şiiriyle Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı yüksek öğreniminde tanışır. 1940 yılında 24 yaşında öğrenimini tamamlayıp öğretmenliğe başlar.
Edebiyat öğretmeni olarak Kars Lisesine atanır. İklim koşullarına uyum sağlayamaz ve hastalanır bu sebeple Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi’ne tayin olur. Bu yıllarda çeşitli yerel dergilerde şiirleri yayımlanır. Bunlardan biri Zonguldak’ın Kara Elmas ve İstanbul’da çıkan Değirmen adlı dergilerdir. 1943’te tam doğduğu şehre döndü, İstanbul Pertevniyal Lisesine atandı derken iki ay sonra askerlik görevi nedeniyle İstanbul’dan ayrılır. İki yıl sonra döndüğünde, mezun olduğu okula Kabataş Lisesine atanır. Öğretmenlik mesleğinin en uzun dönemini burada geçirir ve Demir Özlü, Hilmi Yavuz gibi yazar ve şairlerin öğretmeni olur. İlk şiir kitabı da bu sırada “Kapalı Çarşı” adı ile 1945’te yayımlanır. Yaşamı boyunca öğretmenlik ve şairliği bir arada yürütür.
Geçici süre Sarıyer Ortaokulunda da derslere girer, burada tanıştığı Huriye Korkut ile evlenir. İki tane kız evlatları olur. “Çevre”, “Evler”, “Eski Toprak” kitapları yayımlanır.
1955’te poetikasında değişiklik yaparak öykü unsuru az, çağrışımlara açık şiirlerle dolu kitaplar yazar. Eski Toprak (1956) ile Yeditepe Şiir Armağanını, Yaz Dönümü (1963) adlı kitabı ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülünü, Carl Zuetmayer’den çevirdiği “Kurtlar” adlı şiirle Türk Alman Derneği Çeviri Yarışması birincilik ödülünü alır.
Radyo ile olan hayatı 1963 yılında radyo oyunları yazmasıyla başlar. Türkiye’de radyofonik oyunun bir edebiyat dalı olarak benimsenmesinde oyunları, çevirileri ve uyarlamalarıyla en çok emek verenlerden biri olur ve bu alandaki eserlerini dört ciltte toplar.
Rainer Maria Rilke, Miguel De Unamuno, Knut Hamsun, August Strindberg, Thomas Mann, Stefan Zweig gibi pek çok Alman yazar ve şairin kitaplarını Türkçe’ye çevirir. Şiir, radyo oyunu ve çevirilerinin yanı sıra “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü” (1960), “Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü” (1979), “100 Soruda Mitologya” (1969) adlı kitapları hazırlar.
Hayatını edebiyatla dolu dolu yaşayan Necatigil, öğretmenlik kimliğini de korumuştur. Son çalışma dönemlerinde de Çapa Eğitim Enstitüsünde çalışarak bu okuldan emekli olur. Emeklilik günlerini de edebiyatla ve çalışarak geçirir. Kanser nedeniyle Cerrahpaşa Hastanesinde 13 Aralık 1979 tarihinde hayata gözlerini yumar.
Ölümünden sonra ailesi her yıl verilmek üzere Necatigil Şiir Ödülü’nü oluşturmuştur. Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun yaşamlarını anlatan 2013 yapımı Kelebeğin Rüyası adlı filmde Necatigil’in Zonguldak’taki stajyer öğretmenlik günleri canlandırılmıştır.
Behçet Necatigil heyecan dolu bol atraksiyonlu hayatın dışında kalıp kendi kumaşının nakışını dikmiş, onu parlatmıştır. Onu tanıyanlar uysal ve sakin halinden, mahsun duruşundan şiirleri kendi sesiyle özleşmiş ve onun sesini unutamamıştır. Huzurla yatması dileğiyle…
Yararlanılan kaynaklar: listlist.com