Merhabalar sevgili okurlarım ? Artık sizleri oldukça benimsediğimi hissediyorum o yüzden bu şekilde hitap etmek geldi içimden.
Daha önce belki bir duvarda belki bir sahnede belki de bir kitabın, derginin sayfalarında sıkça karşılaşabileceğimiz Kaplumbağa Terbiyecisi isimli eserden bahsetmek istiyorum sizlere.
Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tablo, Türk sanatının klasiklerinden olan ve 1906 yılında, Kadıköy’ün ilk belediye başkanı ve sanatçı Osman Hamdi Bey tarafından resmedilmiştir.
Osman Hamdi Bey’in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde birçok yorum almıştır. Kaplumbağaların esin kaynağının, Lale Devri’ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür. Bu yoruma göre Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendi iş yapış biçimine uyum gösteremeyen astlarını ise yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvetmiştir.
Benim yorumum ise eserde düşünceli biçimde dikilen adam, sabır gerektiren zor bir iş olan kaplumbağaları terbiye etme işini, elindeki ney ve sırtındaki nakkareyi çalarak tıpkı Osman Hamdi Bey’in toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyelere getirmeyi, başarmayı umması olarak yorumlanabilir. Bir başka dikkat çeken durum ise terbiyecinin, kaplumbağaları eğitmekte kullanacağı neyi üfleyemeyip arkasında tutması, Osman Hamdi Bey’in neyi üfleme, yani kaplumbağalar ile temsil edilen halkı eğitme kaygısından artık vazgeçtiği, çünkü derviş sabrının bile bir sonu olduğu şeklinde yorumlanabilir. Osman Hamdi Bey’in toplumu sanat ve kültürle eğitmek, çok istediği ve önem verdiği bir ilerlemeydi fakat bu isteğine ulaşabildiği pek söylenemez.
Türk resim tarihinin ”İlk Sürrealist Tablosu” olan bu eserden 1906 ve 1907 yıllarında Osman Hamdi Bey totalde iki tane resmetmiştir. Oryantalist ressamların çok sık başvurduğu bir yoldur bu. Yapıtlarının çoğu iki tanedir. Çünkü oryantalist resim, detaylar üzerinedir.
Birçok başka benzerlik olsa da çoğunlukla kabul edilen Kaplumbağa Terbiyecisi’nin resmedildiği yer; Bursa Yeşil Cami hünkâr mahfelinin kuzeye bakan cephesi ve Taç Kapısı’nın üzerinde kalan pencerenin önüdür. Tabloda yer alan kapının üzerinde Arapça olarak Şifau’l kulub likau’l mahbub yazıyor. Manası ise ‘’Kalplerin şifası sevgiliye kavuşmaktır.’’ Sözün anlamı oldukça derin..
Peki son olarak da eserin günümüzde nerede ve kimde olduğu sorusunun cevabı ise şöyledir;
Osman Hamdi Bey’in en bilinen eseri olan Kaplumbağa Terbiyecisi 2014 yılında açık artırma usulünce yapılan müzayedede 5 milyona Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi tarafından satın alındı. Tablonun bugünkü değerinin ise 15 milyon olduğu düşünülüyor.
Yazımı hazırlarken yararlandığım kaynaklar:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kaplumba%C4%9Fa_Terbiyecisi
https://ceotudent.com/kablumbaga-terbiyecisi-ne-anlatiyor
https://bilgihanem.com/kaplumbaga-terbiyecisi-tablosu-nedir/
https://www.milliyet.com.tr/pembenar/osman-hamdi-kaplumbaga-terbiyecisi-ni-iki-kere-cizmis-1083636
https://www.rehbername.com/kesfet/kaplumbaga-terbiyecisi-ve-osman-hamdi-bey
https://www.youtube.com/watch?v=nDA9Ijsn4QU
Merhaba ben Selenay, çokça okuyup biraz da bir şeyler yazıyorum. Ha bir de hayallerimin peşinden koşuyorum!
Bu tabloyu çok severim, her baktığımda farklı bir yanını keşfettiğimi hissederim. Yazınızı okumak bana daha farklı bir bakış açısı kattı, ellerinize emeğinize sağlık.
Çok teşekkür ederim :))