edip cansever
Şair
Edip Cansever, 8 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul’da Beyazıt semtinde yaşayan tüccar bir aile olan Pembe Hanım ile Fazlı Cansever’in üçüncü çocuğu olarak doğmuştur. Tam adı Ömer Edip Cansever’dir.
İstanbul’da Kumkapı Ortaokulu’nu bitirdikten sonra İstanbul Erkek Lisesi’nden 1946 yılında mezun oldu. Bir süre Yüksek Ticaret Okuluna devam etti, sonra ayrılarak ticarete atıldı. 1954 yılında çıkan bir yangında dükkanı tamamen yanar ve yeniden açmak için Jak Salhoşli adında bir ortak bulur. 1976’da ortağına devredinceye kadar babasının Kapalıçarşı’daki dükkânında turistik eşya ve halı ticareti yaptı.
Edip Cansever, 1976 yılından sonra yalnızca şiirle uğraştı. İlk şiiri daha lise öğrencisi iken İstanbul dergisinde 1944 yılında yayımlandı. Bu ilk denemelerini, önce Garip etkisindeki yaşama sevincinin dile getirildiği şiirler, sonra İkinci Yeni akımı içinde özgün örnekler izledi. Edip Cansever, Fikirler, Edebiyat Dünyası, Kaynak dergilerinde çıkan ilk gençlik şiirlerini 1947 yılında “İkindi Üstü” kitabında topladı. Bu şiirlerde varlıklı, her şeye yaşama sevinciyle bakan bir gencin avarelikleri, duyguları ön plandaydı.
İyi şiir nasıl yazılır sorusuna cevap aradığı günlerde Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirlerini görmek istemesi onu çok heyecanlandırır. Tanpınar, Edip’in bütün şiirlerini hiç bıkma belirtisi göstermeden okuduktan ve “bunlar güzel, hepsi çok güzel ama hiçbiri şiir değil” der.
Şiire hece vezni ve Garip şiiri etkisinde başlayan Edip Cansever, 1950’li yılların ortalarına doğru Ece Ayhan, Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Sezai Karakoç’un öncülük ettiği İkinci Yeni şiiri tarzında imge yoğunluklu şiirler yazmaya başladı. Hikâye eder gibi bir söylem kullanmasına karşın, imgeyi aynı zamanda şiirin bütününe yayarak oluşturduğu şiirlerle İkinci Yeninin büyük ustalarından bir oldu.
1951 yılında Salah Birsel ve Alp Kuran ile “Nokta” adında aylık bir dergi çıkarmaya başladı ve sekiz ay boyunca yayımlandı. Bu dergi genç şairlerle ve yazarlarla tanışmasını sağladı. İlk kitabından 7 yıl sonra yayınladığı “Dirlik Düzenlik” bu dönemin ürünüdür. Bu kitaptaki şiirlerde düşünceyi dil içinde eritmeye yönelen, özlü bir söyleyiş ve çarpıcı biçim arayan, toplumsal eleştiri için mizah aracını kullanan bir tutum görüldü.
1957 yılında yayınlanan “Yerçekimli Karanfil” ile kendisine özgü bir şiir evreni kurdu. İkinci Yeni akımının özgün örneklerini verdi. Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi dönemin sanat yayınlarında şiirsel canlılığı besleyen şairlerden biri oldu. Şiirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bıraktı. “Dize işlevini yitirdi” gerekçesiyle yeni arayışlara yöneldi.
Turgut Uyar, Edip Cansever, Tomris Uyar, Cemal Süreya, Öykü Tamer, Can Yücel gibi birçok usta Rumelihisarı’ndaki bir mekanda bir araya gelir. Destina isimli bir hanımın masaya yaklaşıp “vücudumda bir iğne dolaşır durur, kalbime gelince öleceğim” demesiyle başlar her şey. Ölümden ve ölümsüzlükten açılan konu gece boyunca derinleşir; şiir olur, hikaye olur… Turgut Uyar’ın masaya getirttiği rakı şişesine herkes imzasını atar. Ve bundan sonra her yıl 26 Mart günü, aynı yerde buluşmaya söz verirler. Ölümsüzlük günü buluşmaları, 22 Ağustos 1985’te Turgut Uyar’ı kaybedene kadar devam eder…
Eserleri
Şiirleri
İkindi Üstü (1947)
Dirlik Düzenlik (1954)
Umutsuzlar Parkı (1958)
Petrol (1959)
Nerde Antigone (1961)
Tragedyalar (1964)
Çağrılmayan Yakup (1969)
Kirli Ağustos (1970)
Sonrası Kalır (1974)
Ben Ruhi Bey Nasılım (1977)
Sevda ile Sevgi (1977)
Şairin Seyir Defteri (1980)
Yeniden (bütün şiirleri, 1981)
Bezik Oynayan Kadınlar (1982)
İlkyaz Şikâyetçileri (1984)
Oteller Kenti (1985)
Düzyazı
Gül Dönüyor Avucumda (Ölümünden sonra 1987)
Şiiri Şiirle Ölçmek
Ödülleri
Yeditepe Şiir Armağanı Yerçekimli Karanfil ile (1958)
Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Ben Ruhi Bey Nasılım ile (1977)
Sedat Simavi Edebiyat Ödülü Yeniden ile (1982)