Karanlıkta dolaşan ellerim bilmez neye dokunduğunu
Bir klarnet sesi duyarım
Sonra bir kumaşa değer ellerim bilir perde olduğunu
Perdeyi çekerim
Gözlerime önce usulca, sonra aniden parlaklık gelir
Ay ışığı gibi
Ay ışığıydı.
Öyle olmalıydı yoksa ben görmedim böylesine
gözlerimi hem yaşla dolduran hem parlatan bir ışık.
Sonra klarnet sesini duymayı bıraktı kulaklarım.
Bir plak sesi duymaya başladı.
‘’Ben seni gördüm ay ışığında’’
Perdeyi çektiğimde gördüğüm şey gözlerinden yansıyan ışık olmalıydı.
Hayat ne tuhaf.
Seni görmek için karanlıkta dolanıp perdeyi çekmem yeterliymiş pencerenin önünden.
Bu yüzden belki de artık perdeleri sevmiyorum.
Gözlerine denk gelmek ve gözlerimi yaşla dolduran ışığına kapılmayı
Ay ışığına kapılmayı
Batmayı ve yeniden doğmayı…
Usulca başımı yastığa koyup dalıverdim.
Kahramanmaraş doğumlu, Yedi Güzel Adam sokaklarında büyümüş şair adayıyım.. 20 yaşımdayım, 40 senedir gökyüzüne ve şiire aşık gibiyim. Biraz İsmet Özel biraz da kendim gibiyim.