Bugünlerde yağmur yüklü bulutlar
Ağır gelmekte göz kapaklarıma
Geceleri de çiğ düşüyor zaten
Sabahlar mayhoş bir soğuk tadında.
Her biri sevdama karşılıksız yağıyorlar.
Kalbim ise
Cemresi erken düşmüş toprak merhametiyle
Çiçeğe durdu bu baharda
Su çoktan yürüdü kırılan dallarına
Yaprak açtı birer birer
Her güzde kanaya kanaya dökmeyecek gibi.
On ikiye beş var uyumadım hala
Gece de ince giyinmişti bugün
Ben de yıldızları denizden topluyorum
Derinlerden bir mızıka sesi geliyor
Ama sesine seni de katamamış
Gecem ve mızıka yalnızlığa çalıyorlar
Ben yıldızları topluyorum
Biri saçlarıma düşmüş yeni görüyorum
Gecenin ıssızlığı beni ürkütmüyor
Nasılsa yüreğim çok sesli koro.
Ben en sevdiğim oyuna koyulurken
Deniz annesinin eteklerini çekiştiren çocuk muzipliğinde
Parçalarımdan çekiştirmekte beni
Bir balonumda yoktu, o çocuğa verecek
Çok da aldırmadım zaten.
Senin noktaladığın cümlelerin sonuna
Virgüllü hayaller kuruyordum
Bak işte!
Aynı bulutun yağmurunda yıkandık
Beraber gömülüyoruz o ağacın altına.
Ben hala virgül koymaya devam ediyorum
Son zannına kapılsan da bir başlangıç vardır.
Sonuçta İbrahim de ateşe atılmadan bilmezdi ya
Nemrudun ateşinden bir pınar doğacağını
Yusuf, Mısır’a hükümdar olacağını
Yunus ise tekrar hayat bulacağını
Hayır ve şerri de bir kenara bıraktım
Ben günahın ceremesindeyim
Saat on ikidir artık
Gece bile söndürmüş ışıklarını
Toplamışım bütün yıldızları
Uyuyorum
Kirpiklerime çiğ, yüreğime sen yağacaksın
Hüznümü dert, sevincimi şenlik eylemedin ya gönlüne
Kırgın uyanacağım mayhoş sabahlara.

Hisli kalplerde güçlü kalemler olmaya inanmışlığın kadim yolcusu ??İnanmak ve hep düşlemek yetecek elbet…