Oturacak denilen bu omurga
Herkesin kişiliğinin oturması büyümeyle bağdaştırılır. Peki ne zamana kadar? Kişilik, bilinç olayların akıbetten etkilenerek var olur. Kafamızın içindekileri durmadan kurcalamakla geçen zamanlar ne zaman bitecek. Ne zaman oturacak benim bu kişiliğim. Üniversite’de mi? Hayır, üniversite insanın umutlarının gerçeklerle ezildiği ortamdır. Hayal gücümüzü kaybettiğimiz için kişiliğimiz oturmuş gibi gözükür.
Bir insanı geçerli bir zamanla baştan tasarlayabilirsiniz. Bilincine erişebileceğinizi bilip onun varlığıyla ilgili geçmişi yok edebilirsiniz. Ve tekrar geçmişini onun bilinci dışında oluşturabilirsiniz. Bu birkaç kimyasal maddeyle gerçekleştirmek işinizi kolaylaştıracaktır. Bir gerilim filmi gibi değil tıpkı ailelerimizin bizi yönlendirmek uğruna kurduğu baskılarla oluşturdukları kimliklerimiz gibi.
İnsanın kişiliği bu yüzden bir omurga gibi siz onu katılaşmasına fırsat verdikçe oturacaktır ya da yeni doğan bir bebek omurgası gibi esnek kalacaktır. Omurlar en sert anılar da ya da temelden minik minik ufalanmış kemik tozundan yapılarak oluşacaktır. Büyük bir kişiliği elde etmek büyük edinimlere bedel olacaktır. İşte hayatın sizi etkileyemeyeceğini ve sizin bunu kabullendiğiniz an o omurga sertliğini koruyacaktır. Hayatı düze indirgeyeceksinizdir. Şöyle bir bakıyorum da hayat buna zaten pek izin vermeyecektir. Omurganız belki uzun zaman boyunca sert kıpırtısız kalacak ama öyle bir zaman yine gelecek darbeler alacak. Bu darbeler ya sizi sarsıp tekrar düşünmenize sebep olacak ya da omurlarınızı sarıp daha da sertleşmesine.
İlmek ilmek işlediğimiz omurgalarımıza…
Bu konudaki fikirleriniz için aşağıdaki kısımdan yorumlarınızla belirtebilirsiniz.