Elimde bir kömür, körpe bir yaz akşamüstü
Sağ da sol da açık kapı pencere
Ne uğrayacak bir ev kalır bu kap kara kömüre
Ne yanması için üfleyecek bir yel kalır
Kış’der kömür;
kış gelse de bu köye; tutuşacak yar, yangın olsa
Kara renge bağlar eller, taşımaz olur
Kömür toprağa düşer; uçan toz, toprak olur
Gelen gidene han, kervan olur
Savrulmadan savrulan olur
Toprağa gömülür,
Kış’der kömür
Temmuz, Ağustosu iter yaz bitmez
Eller değişir, artık kömürü de tutmaz olur eller
Yalnızlık bir alışkanlık, kader bir şerit olur
Sıkışan can ölüme yaklaştıkça daha da kırpınır
Kömür kış’ demez artık;
Soğuk olsun’der
Daha da derine gömülür
Beklenen güz görünmez deliklerden
Artık soğukta gelmez yüksekten
Susmak için konuşur bu sefer
Kömür
Daha da derin olsun’der