Arzuhal
Günler bizi yanıldığımızı süslemeye mahkum etti. Yanılgılarımız kendine ait hiçbir yer bulamadı. Ellerin tereddütle ayrı yazdığı ‘şey’ler, basit cümleler içinde tek doğru imla, tek doğru bakış, tek başına görünen ‘şey’ler oldu. Her ‘şey’ gibi… İki yakalı şehirde yaşıyoruz. Yirmi dakikada bir, bir yakayı bir diğer yakaya ilikleme peşinde duman tüttüren vapurları bize hediye etmiş. Karşılığında bizden …