Okumak ala ama yazmak bir lütuf. Size bir anımı paylaşarak anlatayım.
1-2 ay önce Mecidiyeköy’de bir toplantı vardı ve ben orada çalışıyordum. 1000 kişilik bir katılımcı kitlesinden bahsediyoruz. Üstüne üstlük bu şirketteki yeni işim sabahın erken saatinde otele vardım. Kendi ekibimizden birkaç kişi oradaydı ama herkes henüz gelmemişti. Üstümü değiştirdim ve hazırdım. Yurtdışından gelen katılımcılar da olacağından dolayı benim ana noktalardan birinde bulunmam gerekiyordu. Dolayısıyla ana programın yapılacağı alana geçtim. Türkiye’nin sayılı turizm ve otelcilik kapsamında birçok şirket müdürü kurucusuyla bizzat konuşma şansım oldu.
Farkındayım fazla uzuyor konuşmam ama geliyorum. Sohbet ederken Okan Bey biriyle tanıştırdı. Kendisi Hürriyet gazetesinde Medya yönetim sorumlusu koordinatörlüğünde bulunan Sevil Hanım. Aynı zamanda seyahat bloggerlığı yapmakta kendisi. (cokokuyancokgezen.com) Kendi aralarındaki konuşmaya kapıldım, kendisinin yazar olduğunu ve blogger olduğundan haberim yoktu. Daha sonra internette araştırmamla öğrendim. Toplantı sunumlar devam ederken bir daha kendisiyle görüşmek istedim hem kendisinin hem de benim boş zaman aralığını yakalamaya çalışırken en sonunda buldum.Fazla bir zaman yoktu ve arkadaşlarıyla birlikte sohbet ediyorlardı. (meğersem onlardan da bazıları yazarmış) Kendisine yazarlık vr bloggerlıkla ilgilendiğimi söyledim. Kendisine uzun zamandır bloggerlık yapıyorsunuz tecrübeniz fazladır. Bana verebileceğiniz illa ki tavsiyeleriniz çoktur ama birkaçını duymak isterim diyip bir şeyler öğrenmek istedim. Az önce konuşmamızdan dolayı tanımıştı ve hemen söze girdi. Hepsini şu an da aklımda aktararak yazmaya çalışsam tamamen aktaramam ama özetle benim için en büyük tavsiyesi yazmak oldu. Çok yaz dedi, çok oku. İnsanın en büyük geliştireni kendisidir.
Bu yaşımıza kadar hangimiz yazma ödevi almadık ki? Her zaman bir zorluğu olmuştur bir cümle için birden fazla dakikalarınızı harcadığınız beğenmeyip tekrar yazdığınız. Sonunda tamamlandığını düşündüğünüzde önünüzdeki kendi şaheseriniz olur. Herhangi bir kritere ya da birilerinin onayını almaya gerek yok, artık başardınız.
Üzerinizden büyük bir yük varmışta kalkmış gibi olur. İçinizde doğup büyüyen düşüncelere gebe kalıp, onları yazarak dışarıya yollamak sizi rahatlatıcaktır. Daha önce sizin bile kafanızda fırtınalara sebep açan o düşünce kağıda aktarılırken nasıl da hizaya geldi. İşte yazmak lütuftur.