Siyah beyaz yaşıyorum hayatı ben. İddialı ve klişe laflar etmeyi sevmem. “Ben siyahım.” ya da “Ben beyazım.” diyemem size.
Ne çok kötü bir insanım ne de çok iyi. İnsanlara acı çektirdiğim de oldu en içten gülümsemelerini ortaya çıkardığım da. Herkesten kaçtığım zamanlar da oldu. Kendi dertlerimi unutup saatlerimi onlara verdiğim de. Aslında dert dinlemeyi severim ben. Her birinden ders çıkarmaya çalışırım. Sanırım bu konuda becerikliyim. Bazen de kafama o kadar çok takarım ki o insan bile unutur derdini, ben hala dertlenirim. Bu da beceriksizliklerime bir örnek sanırım. Her konuda egoist birine dönüşen insanlar gibi “Her işte bir numarayım.” diyemem. Ama beni de egoist birine dönüştürebilecek yeteneklerim vardır mutlaka. Gerektiği yerde mütevazi gerektiği yerde egoistim kısacası.
Zıtlıkların vücut bulmuş hali gibi hissediyorum kendimi. Kimine göre fazla saf kimine göre şeytanla yarışabilecek kadar kurnaz. Kimine göre iyilik meleği kimine göre ise uslanmaz bir günahkar. İşin tuhafı bende böyle düşünüyorum. Tarafım yok. Cennet ya da cehennem uzak bana. Ne günahım ağır basıyor ne de sevabım. İkilemler içinde araftayım. Bekliyorum öyle. Cennette şeytan cehennemde melek gibiyim, hem siyahım hem de beyazım ben.
Eses.